AİHM 10 Aralık 2019 tarihli kararında, Osman Kavala’nın ‘hukuk dışı nedenlerle ve susturulmak için hapiste tutulduğu’ sonucuna varıp bu ihlalin ortadan kaldırılması için ‘derhal tahliye edilmesi gerektiğine’ hükmetmişti.
Geçen hafta Türk yargısından Kavala’nın 4 yıldır devam eden tutukluluğunun mahkumiyet olmaksızın uzatılması suretiyle tahliyesi aleyhine karar çıktı.
Çarşı davası ile Gezi Parkı davasının birleştirilmesinin ardından görülen 52 sanıklı davanın 26 Kasım’daki ikinci duruşmasında, Kavala’nın oy çokluğuyla tutukluğunun devamına kararı verildi.
Bunun üzerine Türkiye, Avrupa Konseyi’nin ihlal süreci başlatmak için düğmeye bastığı Azerbaycan’dan sonra ikinci ülke oldu. Ardından Dışişleri’nden
“Avrupa Konseyi’ni bağımsız yargıya müdahale niteliği taşıyacak bu kararın devamını getirmekten kaçınmaya davet ediyoruz” tepkisi geldi.
Avrupa Konseyi’nin icra organı Bakanlar Komitesi, dün oylamaya giderek Türkiye’ye karşı ‘ihlal prosedürü’ başlatma yönünde ara karar aldı. Konsey üyesi 47 ülkenin çoğu prosedür lehinde oy kullandı. Karara göre Ankara’ya AİHM’nin Kavala kararını nasıl uygulayacağını belirtmesi için 19 Ocak’a kadar süre verildi. Başta 12 Ocak olarak belirlenen mühlet, bir sonraki Kavala duruşmasının 17 Ocak’ta olması nedeniyle bir hafta ertelendi.
Kavala’nın AİHM kararı uyarınca tahliye edilmesi halinde ihlal prosedüründen vazgeçilecek. Aksi takdirde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2 Şubat’ta düzenleyeceği toplantıda Kavala’yı tekrar ele alıp ihlal prosedürü için AİHM’ye resmen başvuracak.